Görme kayıplarında sık karşılaştığımız sebeplerden bir tanesi sarı nokta hastalığıdır. Halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinse de asıl ismi yaşa bağlı makula dejenerasyonudur. Hastalık ileri yaşlarda oluşmaktadır ve ilerleyici olması sebebiyle görme kaybına sebebiyet vermektedir. Bu yazımda sarı nokta hastalığı nedir, hastalığın türleri, belirtileri, tanı konulması ve tedavi yöntemlerini anlatacağım.

Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu) Nedir?

Retinanın merkezi ve net görmesinden sorumlu kısmını Makula olarak adlandırmaktayız. “Makula “terimi Türkçe’ye “Sarı Nokta” olarak çevrilmektedir. Yani sarı nokta aslında tüm sağlıklı bireylerde mevcut olan ve net görmemizi sağlayan yapıdır. Yaşın artmasına bağlı olarak sarı noktada (makulada) oluşan bozulmalar ise sarı nokta hastalığı, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı veya yaşa bağlı makula dejenerasyonu olarak adlandırılmaktadır.

Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu) Türleri Nelerdir?

Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı kendi içinde iki tipe ayrılarak incelenir. Bunlar Kuru Tip Sarı Nokta Hastalığı ve Yaş Tip Sarı Nokta Hastalığıdır.

Kuru Tip Makula Dejenerasyonu

Yaşa bağlı sarı nokta hastalırının %90’ını kuru tip hastalık oluşmaktadır. Bu tipe kuru denmesinin sebebi makulada (sarı nokta) sıvı birikimi olmadan hücrelerde hasar oluşmasıdır. Kuru tip sarı nokta hastalığının (makula dejenerasyonu) ilk evrelerinde retina altında druzen adı verilen lipid (yağ) karakterinde birikintiler oluşmaya başlar. Bu birikintilerin oluşma sebebi yaşlanmayla beraber retina pigment epitel hücrelerinin bu birikintileri temizleme yeteneğini kaybetmesidir. Druzen birikintilerinin oluştuğu bölgedeki hücreler zamanla ölür. Hastalığın ileri evrelerinde coğrafik atrofi olarak adlandırılan çok büyük hasar alanları oluşur. Coğrafik atrofi oluşan hastalar hasarın büyüklüğüne göre merkezi görme alanlarındaki bazı bölgeleri göremezler. Aşağıdaki videoda sarı nokta hastalığına genel olarak değindim. Yazımın devamında ise sarı nokta hastalığı konusunda detayları anlatarak yeni geliştirilen tedavileri anlattım.

Yaş Tip Makula Dejenerasyonu

Sarı nokta hastalığının diğer tipi ise makulada sıvı birikimi olduğu için yaş tip olarak adlandırılmaktadır. Yaş tip makula dejenerasyonu, sarı nokta hastalarının %10’unu oluşturmaktadır. Sarı nokta hastalığının yaş tipinde retinanın altında bulunan ve makulanın beslenmesinden sorumlu olan koroid tabakasında yeni damarlar gelişir. Fakat bu damarlar bozuk geliştiği için makulanın altına ve içine önce sıvı sızması gerçekleşir. Hastalık tedavi edilmezse bir süre sonra bu damarlarda makula içine ve altına kanama olur.

Yaş tip sarı nokta hastalığındaki yeni damarları da kendi içerisinde 3 tipte incelemekteyiz. Tip 1 yaş tip sarı nokta hastalığında yeni damarlar retina pigment epitelinin altında konumlanmıştır. Tip 2 yaş tip sarı nokta hastalığında yeni damarlar retina pigment epitelini delip retina içine girmiştir. Tip 3 yaş tip sarı nokta hastalığında ise yeni damarlar direkt retinanın içerisinden gelişmeye başlar.

Sarı Nokta Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Adında da geçtiği üzere yaşa bağlı sarı nokta hastalığının (makula dejenerasyonu) asıl nedeni yaşlanmadır. Sarı nokta hastalığının makula hücrelerinin erken yaşlanması olduğu düşünülmektedir. 55-64 yaş arası popülasyonda sarı nokta hastalığı %0,2 oranında görülürken 85 yaş üzerinde % 13 olarak görülmektedir. Bazı ek risk faktörleri de sarı nokta hastalığı oluşumunu tetikleyebilmektedir.

Sarı Nokta Hastalığı Nedir?

Risk Faktörleri Nelerdir?

  • Avrupa toplumlarında, Afrikalılara ve Asyalılara göre 2 kat daha fazla sarı nokta hastalığı görülmektedir.
  • Sigara içmek de sarı nokta hastalığı riskini 2 kat arttırmaktadır ve hastalık başlangıcını yaklaşık 10 yıl öne çekmektedir.
  • Ailede sarı nokta hastalığı olması
  • Sarı nokta hastalığı riskini arttırdığı kanıtlanmış diğer risk faktörleri ise güneş ışığı maruziyeti, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon ve kalp hastalıklarıdır.

Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa bağlı Makula Dejenerasyonu) Belirtileri Nelerdir?

Sarı nokta hastalığı (makula dejenerasyonu) başlangıç evrelerinde bulgu vermemektedir. Hastalık ilerledikçe görme azalması, eğik görme, kırık görme, okuma güçlüğü ve merkezi görme kaybı gibi bulgular ortaya çıkar. Eğer hastalık tedavi edilmezse hasta tüm merkezi görmesini kaybeder ve sadece kenarlardan görebilir.

Sarı Nokta Hastalığının Belirtileri ve Tedavisi Nedir?

Sarı Nokta Hastalığı Tanısı Nasıl Konulmaktadır?

Sarı nokta hastalığının tanısı damlalı göz muayenesi sonrası yapılan göz tomografisi (OKT, OCT), renkli fundus fotoğraflaması ve fundus otofloresans görüntülemesi ile konulmaktadır. Yaş tip ayrıcı tanısını yapmak için ise floresein anjiografi veya indosyanin yeşili anjiografi yapmak gerekmektedir. Riskli hastalar amsler grid testi ile kendi tarama muayenelerini gerçekleştirebilirler. Sarı nokta hastalığı ilk başlarda belirti vermediği için 55 yaş üstü herkese belli aralıklarla muayene olması önerilir.

Sarı Nokta Hastalığı Hangi Hastalıklarla Karıştırılmaktadır?

Sarı nokta aslında merkezi görmemizi sağlayan nokta olan makulanın Türkçe ismi olduğu için makulayı etkileyen birçok hastalık yaşa bağlı sarı nokta hastalığı ile karıştırılabilmektedir. Bu hastalıklar makula deliği (makular hol, sarı nokta deliği), epiretinal membran (ERM, sarı noktada zar üremesi), şekere bağlı görme noktasında ödem (diyabetik makula ödemi), toplar damar tıkanıklığına bağlı görme noktasında ödem (retinal ven tıkanıklığı) ve santral seröz retinopatidir (SSR).

Sarı nokta hastalığı ile karıştırılan makula deliği hastalığının detayları için  “Makula Deliği Nedir?” yazıma, epiretinal membran hastalığının detayları hakkında “Epiretinal Membran Belirtileri” yazıma,  santral seröz retinopati hastalığı konusunda ise “Santral Seröz Retinopati Belirtileri” yazıma bakarsanız aklınızdaki sorulara cevap bulabilirsiniz.

Sarı Nokta Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kuru tip sarı nokta hastalığında kötüye gidişi durduracak bir yöntem yoktur. Hastalığı yavaşlatmak için mikronutrisyon adı verilen vitamin takviyeleri verilmektedir. Yaş tip hastalıkta ise oluşan yeni damarların dallarını geriletmek ve makuladaki sıvı ve kanamanın çekilmesini sağlamak için göz içi enjeksiyonlar yapılmaktadır.

Kuru tip sarı nokta hastalığında kötüye gidişi durduracak bir yöntem yoktur. Hastalığı yavaşlatmak için mikronutrisyon adı verilen vitamin takviyeleri verilmektedir. Yaş tip hastalıkta ise oluşan yeni damarların dallarını geriletmek ve makuladaki sıvı ve kanamanın çekilmesini sağlamak için göz içi enjeksiyonlar yapılmaktadır.

Vitamin Tedavisi

Kuru tip sarı nokta hastalığını yavaşlatan vitamin ve mineral takviyeleri mikronutrisyon olarak adlandırılmaktadır. AREDS-2 çalışmasında C vitamini, E vitamini, çinko, bakır, lutein ve zeaksantin içeren mikronutrisyon haplarının kuru tip yaşa bağlı sarı nokta hastalığında (makula dejenerasyonu) etkinliği kanıtlanmıştır. İlk AREDS çalışmasında DHA ve EPA gibi omega-3 takviyeleri ve beta-karoten de önerilmiştir. Fakat daha sonra beta-karoten tamamen bu takviyelerden çıkarılmıştır. Omega-3 içerikleri ise bazı mikronutrisyon haplarında hala mevcuttur. Ayrıca son zamanlarda astaksantin, resveratrol ve safranın da sarı nokta hastalığını yavaşlatmakta etkili olduğu yönünde bildiriler yayınlanmıştır.

Kuru tip sarı nokta hastalığını yavaşlatan vitamin ve mineral takviyeleri mikronutrisyon olarak adlandırılmaktadır. AREDS-2 çalışmasında C vitamini, E vitamini, çinko, bakır, lutein ve zeaksantin içeren mikronutrisyon haplarının kuru tip yaşa bağlı sarı nokta hastalığında (makula dejenerasyonu) etkinliği kanıtlanmıştır. İlk AREDS çalışmasında DHA ve EPA gibi omega-3 takviyeleri ve beta-karoten de önerilmiştir. Fakat daha sonra beta-karoten tamamen bu takviyelerden çıkarılmıştır. Omega-3 içerikleri ise bazı mikronutrisyon haplarında hala mevcuttur. Ayrıca son zamanlarda astaksantin, resveratrol ve safranın da sarı nokta hastalığını yavaşlatmakta etkili olduğu yönünde bildiriler yayınlanmıştır.

Göz İçi İğne Enjeksiyon

Yaş tip sarı nokta hastalığında gelişen yeni ve bozuk damarların dallarını geriletmek ve bu sayede makula içindeki sıvının ve kanın çekilmesini sağlamak için göz içerisine (intravitreal) anti-VEGF grubu iğneler yapılır. Bu ilaçlar bozuk damarların dallarını geriletirken ana damarları geriletmezler. Bu yüzden bir süre sonra ana damardan tekrar dallar çıkarak makula içine sızıntı yapmaya başlar ve tekrar iğne ihtiyacı ortaya çıkar. Her hastanın göz içi enjeksiyonlara cevabı aynı değildir. Bu nedenle son zamanlar bireyselleştirilmiş göz içi enjeksiyon protokolleri ön plana çıkmaya başlamıştır. Doç. Dr. M. Giray Ersöz’ün uyguladığı bireyselleştirilmiş göz içi iğne protokolünde önce birer ay arayla 3 iğne yapılır. Hastanın bu ilk 3 iğneye verdiği cevaba göre aralar arttırılmaya çalışılır. Sıvı olmadığı veya az olduğu durumlarda tedavi aralıkları 2 hafta – 2 hafta arttırılır. Hastalık yoğun sıvı ile nüks ederse de tedavi aralıkları azaltılır. Bu şekilde tedavi aralıkları 3-4 aya çıkartılmaya çalışılır.

Örnek olarak 4 hafta arayla yapılan 3 iğne sonrası makulada sıvı kalmadıysa bir sonraki iğne 6 hafta sonra yapılır. Hasta 6 hafta sonra geldiğinde makulada sıvı yoksa yada çok azsa bir sonraki iğne 8 hafta sonra yapılır. 8 hafta sonra geldiğinde makulada sıvı varsa ve görme azalmamışsa bir sonraki iğne yine 8 hafta sonra yapılır. Eğer makulada çok sıvı varsa ve görme azalmışsa bir sonraki iğne 6 hafta sonra yapılır. Bu şekilde hastaya özel bir tedavi protokolü ortaya çıkar ve görme kaybı olmadan en uzun tedavi aralığına çıkmaya çalışılır.

Yaş tip sarı nokta hastalığında gelişen yeni ve bozuk damarların dallarını geriletmek ve bu sayede makula içindeki sıvının ve kanın çekilmesini sağlamak için göz içerisine (intravitreal) anti-VEGF grubu iğneler yapılır. Bu ilaçlar bozuk damarların dallarını geriletirken ana damarları geriletmezler. Bu yüzden bir süre sonra ana damardan tekrar dallar çıkarak makula içine sızıntı yapmaya başlar ve tekrar iğne ihtiyacı ortaya çıkar. Her hastanın göz içi enjeksiyonlara cevabı aynı değildir. Bu nedenle son zamanlar bireyselleştirilmiş göz içi enjeksiyon protokolleri ön plana çıkmaya başlamıştır. Doç. Dr. M. Giray Ersöz’ün uyguladığı bireyselleştirilmiş göz içi iğne protokolünde önce birer ay arayla 3 iğne yapılır. Hastanın bu ilk 3 iğneye verdiği cevaba göre aralar arttırılmaya çalışılır. Sıvı olmadığı veya az olduğu durumlarda tedavi aralıkları 2 hafta – 2 hafta arttırılır. Hastalık yoğun sıvı ile nüks ederse de tedavi aralıkları azaltılır. Bu şekilde tedavi aralıkları 3-4 aya çıkartılmaya çalışılır.

Örnek olarak 4 hafta arayla yapılan 3 iğne sonrası makulada sıvı kalmadıysa bir sonraki iğne 6 hafta sonra yapılır. Hasta 6 hafta sonra geldiğinde makulada sıvı yoksa yada çok azsa bir sonraki iğne 8 hafta sonra yapılır. 8 hafta sonra geldiğinde makulada sıvı varsa ve görme azalmamışsa bir sonraki iğne yine 8 hafta sonra yapılır. Eğer makulada çok sıvı varsa ve görme azalmışsa bir sonraki iğne 6 hafta sonra yapılır. Bu şekilde hastaya özel bir tedavi protokolü ortaya çıkar ve görme kaybı olmadan en uzun tedavi aralığına çıkmaya çalışılır.

Göz İçi İğne Enjeksiyon Süreci ve Sonrası

Göz içi enjeksiyonlar poliklinik şartlarında veya ameliyathanede yapılabilir. Doç. Dr. M. Giray Ersöz, göz içi enjeksiyonları poliklinikteki steril odalarda yapmaktadır. Göz içi enjeksiyon yapılacağı gün önce hastanın görme düzeyi belirlenir sonra damla damlatılıp göz bebeği büyütülür. Göz bebeği büyüdükten sonra göz tomografisi çekilir (OCT, OKT) ve makulada sıvı olup olmadığı değerlendirilir. Bu sonuca göre bir sonraki iğne tarihide belirlenmiş olur. Daha sonra hasta enjeksiyon odasına alınıp gözü ve yüzü steril edilmek üzere silinir ve steril örtü ile örtülür. Göz içi enjeksiyon yapılır. Hasta 2-3 dakika dinlendirildikten sonra gözü kapatılarak evine gönderilir. Göz bir gün boyunca kapalı kalır ve sadece damla damlatmak için açılır. Kendisine 5 gün kullanmak üzere bir damla reçete edilir. İğne yapıldığı gün gözde batma, yanma ve kabarcıklar görme gibi bulgular olması normaldir. Fakat göz içi enjeksiyon yapıldığı gün veya ertesi iki günde gözde şiddetli ağrı ve ciddi görme azalması durumunda göz doktoruna acilen başvurmak gerekir.

Göz içi enjeksiyonlar kuru tip sarı nokta hastalığında etkili değildir. Yeni geliştirilen ve kuru tip sarı nokta hastalığında etkili olan iğne tedavisinin ayrıntılarını aşağıda bulabilirsiniz.

Kuru Tip Sarı Nokta Hastalığında Yeni Tedaviler

Bugüne kadar kuru tip sarı nokta hastalığının (kuru tip makula dejenerasyonu) ilerlemesini durduracak kesin bir tedavi yöntemi bulunamamıştı. Hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak için vitamin takviyeleri veriyorduk.  Fakat yurt dışındaki meslektaşlarımızın uzun süredir yaptığı çalışmalar sonucunda bazı tedaviler sağlık otoriteleri tarafından onaylandı.  Bunun yanında bazı tedavi yöntemleri de onaylanmayı bekliyor. Aşağıda kuru tip sarı nokta hastalığı için onaylanmış yeni tedavi yöntemini anlatacağım.

Kuru Tip Sarı Nokta Hastalığında İğne Tedavileri

Kuru tip sarı nokta hastalığında (makula dejenerasyonunda) kompleman adı verilen immun sistem proteinlerinin etkili olduğunun anlaşılmasından sonra kompleman faktörlerini inhibe eden tedavi ajanları bu hastalığın tedavisinde denenmeye başlamıştı. Pegcetacoplan adı verilen ve C3 (kompleman 3) proteinini inhibe eden ajana, klinik araştırmalarda hastalığın ilerleme hızını %36 oranında azalttığının görülmesi üzerine FDA (ABD ilaç dairesi) tarafından kuru tip sarı nokta hastalığının tedavisinde onay verildi. Bunun üzerine Pegcetacoplan molekülü Syfovre ismi ile ABD kullanılmaya başlandı. Avrupa’da da klinik çalışmalar devam ediyor. Bu ilaç göz içine iğne ile enjekte ediliyor. İçeriği farklı olmasına karşın uygulanışı yaş tip sarı nokta hastalığındaki iğneler ile aynı şekilde yapılıyor. Klinik araştırma aşamasında yaklaşık 12000 enjeksiyon yapılmış ve ilacın güvenli olduğu anlaşılmıştır. Şu anki tedavi protokollerine göre ilacın 1-2 ayda bir göz içine uygulanması gerekmektedir. İlaç Türkiye’de hala onaylanmamıştır fakat 1-2 yıl içerisinde Türkiye’de de onaylanması beklenmektedir.

Kuru tip sarı nokta hastalığında FDA’den onay alan ikinci ilaç ise C5 inhibisyonu yapan Avacincaptad pegol molekülüdür (Izervay, Iveric Bio). Bu ilacın da hastalığın ilerleme hızını %35 civarında azalttığı gösterilmiştir. Syfovre gibi Izervay’da ABD’de kullanıma sürülmüştür, Avrupa’da ise klinik çalışmalar devam etmektedir. Ülkemizde hala onaylı değildir.

Kuru Tip Sarı Nokta Hastalığında Onaylanmayı Bekleyen Tedaviler

C3 inhibisyonu yapan NGM621 (NGM Biopharmaceuticals), C1Q inhibisyonu yapan ANX007 (Annexon Biosciences) gibi kompleman kaskadı üzerine etki eden ilaçlar ve HMR59 (Hemera Biosciences), GT005 (Gyroscope Therapeutics) gibi gen terapileri araştırma aşamasında olan ve onay bekleyen kuru tip sarı nokta hastalığı tedavileridir.

Göz içi iğne enjeksiyonları hakkında daha detaylı bilgi içinGöz İçi İğne Tedavisi Nedir? Göz İçin Enjeksiyon Nasıl Yapılır?yazımızı okuyabilirsiniz.

Sarı Nokta Hastalığı (Amsler Grid) Testi

Sarı Nokta Hastalığı (Amsler Grid) Testi yapılışı

Test adımları: Varsa yakın gözlüklerinizi takıp bir gözünüzü kapatın ve 40-45 cm mesafeden kareli testin ortasındaki noktaya bakın. Göremediğiniz alanlar varsa veya çizgileri yamuk-eğik görüyorsanız hemen bir göz doktoruna başlayın.

Not: Aynı işlemleri diğer göz için de tekrarlayın.

Sarı Nokta Hastalığı Hakkında Sık Sorulan Sorular

Sarı nokta hastalığı konusunda hastaların en çok sorduğu soruların cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz.

Sarı Nokta Hastalığına İyi Gelen Vitamin ve Mineraller Nelerdir?

C vitamini, E vitamini, çinko, bakır, lutein, zeaksantin, astaksantin, resveratrol ve Omega-3 içerikleri özellikle kuru tip sarı nokta hastalığını yavaşlatmada etkilidirler.

Sarı Nokta Hastalığına İyi Gelen Yiyecekler Nelerdir?

Sarı nokta hastalığı olanlara Akdeniz tipi beslenme yani yeşil sebze ağırlıklı ve zeytinyağlı yemekler önerilir. Ayrıca safran ve resveratrol içerdiği için mor üzüm, yaban mersini, böğürtlen, çilek, ve kızılcık da faydalıdır.

Bebeklerde ve Çocuklarda Sarı Nokta Hastalığı Nasıl Olmaktadır?

Bebeklerde veya çocuklarda yaşa bağlı sarı nokta hastalığı olmamaktadır. Fakat sarı noktayı yani makulayı etkileyen bazı genetik geçişli hastalıklar görülebilmektedir. Bunlardan en sık karşılaşılanları Stargardt hastalığı, kon distrofisi ve Best hastalığıdır.

Sarı Nokta Hastalığı Konusundaki Bilimsel Çalışmalarım

Sarı nokta hastalığı ile ilgili bilimsel çalışmalarımı aşağıda bulabilirsiniz. İlk iki çalışmam yabancı bilimsel dergilerde İngilizce yayınlandığından başlıklar İngilizce aslından Türkçe’ye çevrilmiştir.

1. Optik koherens tomografi anjiyografide sarı nokta yeni damarlanması olan gözlerde damar paternleri.

Özet: Çalışmamız en saygın göz hastalıkları dergilerinden biri olan ve İngiltere’de yayın yapan Eye dergisinden yayınlanmıştır. Çalışmaya sarı nokta hastalığı olan 153 hastanın 184 gözü dahil edilmiştir. Çalışmamızın sonuçları optik koherens tomografi anjiyografideki yeni damar morfolojisinin, uzun dilate filamentöz lineer damarların varlığının kronikleşme ve lezyon inaktivitesi ile ilişkili olması dışında klinik aktivite ile ilişkili olmadığını göstermiştir.

2. Optik koherens tomografi anjiyografide tip 1 neovasküler yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) ile karşılaştırıldığında pakikoroid neovaskülopatide neovaskülarizasyonun özellikleri.

Çalışmamız en saygın göz hastalıkları dergilerinden biri olan Japanese Journal of Ophthalmology dergisinde yayınlanmıştır. Çalışmaya tip 1 neovasküler yaşa bağlı makula dejenerasyonu olan 36 ve pakikoroid neovaskülopatisi olan 34 hasta dahil edildi. Çalışmamızın sonuçlarına göre pakikoroid neovaskülopati tip 1 neovasküler yaşa bağlı sarı nokta hastalarına göre daha genç olmalarına karşın optik koherens tomografi anjiyografide iki hastalıktaki yeni damar paternleri açısından fark bulunamadı.

3. Neovasküler Tip Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Tedavisinde Risk Odaklı Tedavi Protokolü

Turkish Journal of Ophthalmology dergisinde yayınlanan bu çalışmamıza 184 yaşa bağlı sarı nokta hastasının 210 gözü dahil edildi. Çalışmamızda risk tabanlı bireyselleştirilmiş göz içi iğne tedavisi uygulandığında daha az enjeksiyon sayıları ile görme seviyelerinin korunabildiği gösterilmiştir.

Vitreus Nedir? Vitreus Bozukluğu Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır?

Vitreus latince bir kelime olup Türkçesi “camsı veya cam gibi” anlamına gelmektedir. İnsanlar ve diğer [...]

Devamını Okuyun
Gözde Uçuşan Cisimler Görmenin Nedenleri ve Tedavisi

Gözümüzde zaman zaman uçuşan cisimler görülebilmektedir.  Bu cisimler; nokta, yüzen bir kuyruk, ip, saç kılı [...]

Devamını Okuyun
Göz Sağlığı İçin Faydalı Besinler Nelerdir? Hangi Göz Hastalıklarına İyi Gelirler?

Sağlıklı beslenme tüm vücudumuzu olduğu gibi gözlerimizi de kapsar. Kilo kontrolüne paralel olarak, düzenli egzersiz [...]

Devamını Okuyun
Göz Tembelliği Nedir? Göz Tembelliğinin Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Tıbbi olarak ambliyopi olarak adlandırılan göz tembelliği, gözler arasında görme farklılıklarından kaynaklı olarak ortaya çıkan [...]

Devamını Okuyun
Üveit Nedir? Üveitin Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Üveit hastalığı, ciddi bir göz hastalığı ve bir tür iltihaplanmadır. Üveit hastalığı iridosiklitis olarak da [...]

Devamını Okuyun
Renk Körlüğü Nedir? Belirtileri Nelerdir, Tedavisi Nasıl Yapılır?

Bazı kişiler belirli renkleri veya renklerin tonlarını ayırt edemezler. Görme konusunda bu sorunu yaşayan kişilerde [...]

Devamını Okuyun
Bietti Kristalin Distrofisi Nedir? Bietti Kristalin Distrofisi Tedavi Edilebilir Mi?

Gözde oluşan bazı hastalıklar çok az insanda görülmektedir. Kristalin Distrofisi’de 1937 yılında İtalyan asıllı Doktor [...]

Devamını Okuyun
Göz Sağlığımızı Korumak için Basit ve Etkili Öneriler

Göz, sağlık açısından hassasiyet içeren önemli organlarımız arasındadır. Göz yorgunluğu da göz rahatsızlıklarını olumsuz etkileyen [...]

Devamını Okuyun