Diyabetik retinopati, şeker hastalığının (diyabet) gözün retina tabakasına zarar vermesiyle ortaya çıkan göz hastalığıdır.
Bu yazımızda; diyabetik retinopati belirtileri nelerdir, nasıl tanı koyulmaktadır ve tedavi yöntemleri ve tedavi sürecini detaylıca anlatacağım.
Diyabetik Retinopati Nedir?
Şeker hastalığı (diyabet) tüm vücuttaki damarlarda olduğu gözün retina tabakasındaki damarlarda da bozulmalara yol açar. Bu bozulmalara bağlı retinada kanamalar, hiç kan gitmeyen alanlar (iskemi alanları), anormal damar gelişimleri, makula (sarı nokta) ödemi ve traksiyonel retina dekolmanı ortaya çıkabilir. Retina görmemizi sağlayan hücreleri barındırdığı için diyabetik retinopati de ciddi görme kayıplarına neden olabilmektedir.
Diyabetik Retinopati Hastalığının Nedenleri Nelerdir?
Diyabetik retinopati hastalığının tek sebebi diyabet hastalığıdır.
Kimler Diyabetik Retinopati Riski Taşımaktadır?
Diyabet hastalığının süresi uzadıkça, kan şekeri kontrolü bozuldukça diyabetik retinopati riski artmaktadır. Diyabetik hastaların %50’ sinden fazlasında yıllar içerisinde diyabetik retinopati gelişir. Ayrıca hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, obezite, vitamin D eksikliği, gebelik ve çocuk hastaların ergenliğe girişi diyabetik retinopati oluşma riskini arttırır.
Diyabetik Retinopati Hangi Tip Diyabette Görülmektedir?
Tip 1, tip 1 ve gebelik diyabeti olmak üzere tüm diyabet türlerinde diyabetik retinopati görülebilir.
Diyabetik Retinopatinin Evreleri Nelerdir?
Diyabetik Retinopatinin bilinen 3 farklı evresi vardır. Bunlar
- Non-Proliferatif Diyabetik Retinopati
- Proliferatif Diyabetik Retinopati
- Diyabetik Makula Ödemi (Sarı Nokta Ödemi)
Diyabetik retinopatinin bu 3 evresinde farklı belirtiler görülür. Evrelerin detaylarını aşağıda bulabilirsiniz.
Non-Proliferatif Diyabetik Retinopati
Diyabetik retinopatinin ilk evresi non-proliferatif evredir. Bu evrede retinada mikroanevrizma adı verilen küçük damar genişlemeleri, küçük – orta boy kanamalar, lipid içerikli birikintiler ve atılmış pamuk manzarası adı verilen kanlanmanın azalmasına bağlı retina sinir liflerinde ödem gözükür.
Proliferatif Diyabetik Retinopati
Diyabetik retinopatinin bu evresinde retinada kanlanmayan (iskemik) alanların oranı çok arttığı için vücut bu alanlara tekrar kan götürmek için yeni damarlar geliştirir. Fakat bu yeni gelişen damarlar (neovaskularizasyon) bozuk yapıda olduğu için göz içerisine ciddi boyutta kanama oluşturabilir. Ayrıca bu damarlar retinayı havaya kaldırarak traksiyonel retina dekolmanı denen durumun gelişmesine neden olabilir.
Diyabetik Makula Ödemi (Sarı Nokta Ödemi)
Şeker hastalığına bağlı görme noktasında ödem oluşmasına diyabetik makula ödemi denmektedir. Diayabetik maküla ödemi ayrı bir evre değildir, hem non-proliferatif hem de proliferatif evreye eşlik edebilir. The Diabetes Control and Complications Trial (DCCT) çalışması, tip 1 diyabetli hastaların %27’sinde 9 yıl içinde diyabetik makula ödemi geliştiğini bildirmiştir. WESDR çalışması ise tip 2 diyabetli hastalarda diyabetik makula ödemi gelişme oranını %14 – %25 aralığında saptamıştır.
Diyabetik Retinopati Belirtileri (semptomları) Nelerdir?
Diyabetik retinopati ilk aşamalarda bulgu vermez. Diyabetik makula ödemi gelişince görme düzeyinde azalma, merkezi görmede azalma, okuma güçlüğü ve cisimlerin şekillerinin bozuk veya yamuk görülmesi gibi belirtiler oluşur. Proliferatif evrede kanamalar ortaya çıkarsa çok sayıda sinek uçuşması, kurum yağması veya görmenin tamamen kapanması gibi bulgular ortaya çıkabilir.
Diyabetik Retinopati Tanısı Nasıl Konulmaktadır?
Diyabetik retinopati ilk aşamalarda bulgu vermediği için diyabetik hastaların belli periyodlarla göz tarama muayenesi yaptırması gerekmektedir. Tip 1 diyabet hastaları 30 yaş öncesi tanı aldılarsa tanıdan 5 yıl sonra tarama muayenesi yaptırmaya başlamalıdırlar. Tip 2 diyabet hastaları ve 30 yaşından sonra tanı alan tip 1 diyabet hastaları tanı anında göz tarama muayenesi yaptırmaya başlarlar. Bu muayenede damlalar ile göz bebeği büyütülür ve mercekler ile retina incelenir. Diyabetik makula ödemi olup olmadığını anlamak için ise göz tomografisi olarak bilinen OKT (OCT) testi yapılır.
Diyabetik Retinopati Nasıl Tedavi Edilir?
Diyabetik retinopati göz hastalığı çok farklı yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.
Göz İçi İlaç Enjeksiyonları (İğne Tedavisi)
Diyabetik makula ödeminin en güncel tedavisi göz içi enjeksiyonlarıdır. Diyabetik makula ödemi tedavisinde iki tür iğne çeşidi kullanabiliriz. Bunlardan ilki anti-VEGF grubunda olan Altuzan, Lucentis ve Eyleadır. Bu ilaçlar kısa etkilidir ama aynı zamanda proliferatif evredeki anormal damarların geçici olarak gerilmesini de sağlar. İkinci tür iğne ise steroid grubunda olan Ozurdex implantasyonudur. Bu ilaç anormal damarları geriletmez ama daha uzun etkilidir.
Argon Lazer Tedavisi
Diyabetik retinopatideki anormal yeni damarların esas tedavisi argon lazer uygulamasıdır. Bu uygulamada kanlanması azalan ve görme alanına çok katkısı olmayan retina alanlarına 360 derece boyunca argon lazer uygulanır. Tüm alanların doldurulması 3-5 seansta tamamlanır.
Cerrahi Tedavi (Ameliyat)
Diyabetik retinopatiye bağlı gelişen göz içi yoğun kanamalarda (vitreus hemorajisi) bir ay kanamanın çekilmesi için beklenir. Eğer 1 ayda kanama çekilmiyorsa vitrektomi ameliyatı yapmak gerekir. Ayrıca diyabetik retinopatiye bağlı retinayı yerinden ayıran zarlar gelişebilir bu duruma traksiyonel retina dekolmanı denir. Traksiyonel retina dekolmanı durumunda da vitrektomi ameliyatı yapmak gerekir.
Diyabetik Retinopati Ameliyatının Başarı Oranı Nedir?
Sadece göz içi kanama olan diyabetik retinopati hastalarında anatomik başarı oranı %100’dür ve görme seviyesi 1.0 olarak belirttiğimiz %100 seviyesine çıkabilir. Fakat diyabetik makula ödemi ve traksiyonel retina dekolmanı gibi ek durumlar arttıkça görme artışı sınırlanmaktadır.
Ameliyat Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Vitrektomi ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenlere ek olarak hastanın kan şekeri düzeyini de hep dengede tutması gerekir.
Diyabetik Retinopati Hakkında Sık Sorulan Sorular
Hamilelikte Diyabetik Retinopati Nasıl Yönetilmelidir?
Hamilelikte diyabetik retinopatiye bağlı anormal yeni damarlar (neovaskularizasyon) geliştiyse argon lazer uygulaması yapılmasının bir sakıncası yoktur. Diyabetik makula ödemi gelişen hastalarda ise hamilelik döneminde anti-VEGF ajanlar yerine Ozurdex implantasyon tercih edilir.
Diyabetik Retinopati ve Katarakt Hastalığı Arasında Bağ Var Mıdır?
Şeker hastalarında katarakt daha erken yaşlarda gelişir. Diyabetik retinopatisi olan hastalarda gerekli ise önce argon lazerlerin tamamlanması gerekir. Ayrıca diyabetik makula ödemi olan hastalarda da göz içi enjeksiyon yapıldıktan sonra katarakt ameliyatı yapmak daha uygun olacaktır.
Diyabetik Retinopatinin Tedavi Edilmemesi Sonucunda Hasta İçin Hangi Komplikasyonlara Neden Olur?
Diyabetik retinopati tedavi edilmezse sonucunda hastanın görmesini tamamen kaybetmesine neden olabilir.
Diyabetik Retinopati Konusundaki Bilimsel Çalışmalarım
- Diyabetik makula ödeminin spektral domain optik koherens tomografi sınıflandırması: klinik uygulamaya yeni bir öneri (İngilizce orjinalinden Türkçe’ye çevrilmiştir – doi: 10.1007/s00417-020-04640-9): Almanya merkezli Graefe’s Archive For Clinical And Experimental Ophthalmology dergisinde yayınlanan bu makalemizde diyabetik makula ödemi için yeni bir sınıflama önerisi getirdik. Diyabetik makula ödemi olan 309 hastanın 408 gözünü dahil ettiğimiz çalışmada kistoid dejenerasyonlu grup, kistoid ödem ve yaygın ödemli gruplarla karşılaştırıldığında, merkezi fovea kalınlığı istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (P <0.001), ve dış retina hasarı oranı önemli ölçüde daha fazlaydı (P < 0.001).
- Modifiye Edilmiş “Directional” Optik Koherans Tomografi Stratejisi Kullanılarak Retinopatili ve Retinopatisiz Tip 2 Diyabets Mellitus’ta Henle Lif Tabakası Kalınlığı Ve Alan Ölçümü (İngilizce orjinalinden Türkçe’ye çevrilmiştir – doi: 10.1097/IAE.0000000000003778): Retina hastalıkları alanındaki en saygın dergi olan ‘Retina’ dergisinde yayınlanan çalışmamızda modifiye ettiğimiz yöntem ile görüntülemesi çok zor olan retinanın Henle tabakasının alan ve kalınlık ölçümünü yapmayı başardık. Çalışmamızın sonuçlarına göre Henle tabakası, proliferatif olmayan diyabetik retinopati grubunda, diyabetik retinopatisi olmayan diyabet grubuna ve kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha inceydi (tüm P < 0.05).