Göz hastalıklarının tespiti, teşhisi ve ilerlemesinin takibi için pek çok test yapılmaktadır. Görme alanı testi; glokom (göz tansiyonu), sarı nokta hastalığı (makula dejenerasyonu), tavuk karası (retinitis pigmentosa) göz hastalıklarında kullanılan bir testtir.
Bu yazımda öncelikle görme alanı kavramını açıklayarak sonrasında görme alanı testi hakkında detaylı bilgi vereceğim.
Görme Alanı Nedir?
Görme alanı, kişinin baktığı noktada gözüyle algılayabildiği genişliktir. Görme alanının genişliği, farklı noktalarda değişiklik gösterir. Burun kısmında 60º civarında bir genişlik söz konusudur. Gözün altında kalan kısımlarda görme alanı genişliği 70º kadardır. Üst kısım 50º, kulak tarafı ise 90º’lik bir açıyla görülür. Kulak tarafı, görmeyi engelleyen bir uzvun yer almaması sayesinde daha geniş açıyla görülür. Görme alanı için merkezi ve periferik yani dış taraf olacak şekilde ikili bir sınıflandırma yapmak mümkündür.
Görme Alanı Testi nedir?
Görme alanı testi, kişilerin çevresel ve merkezi görme alanlarında kayıp olup olmadığını tespit ederek, kayıp varsa kayıp düzeyini tespit etmek amacıyla kullanılan psikofizik bir testtir. Bu test pek çok göz hastalığında kullanılmakla beraber göz tansiyonu hastalığının tespiti amacıyla çok sık kullanılmaktadır.
Görme Alanı Testi Neden Yapılır?
Görme alanı testi farklı gerekçelerle yapılır. Göz hastalıklarının tespit edilmesi için bu testin yapılmasında fayda vardır. Özellikle göz tansiyonu (glokom) ve bazı retina hastalıklarının tanısı görme alanı testi ile konulur. Teşhisten sonra tedavi sürecinde de bu teste ihtiyaç duyulur. Böylece hastalıkta ilerleme olup olmadığı anlaşılmaktadır.
Görme alanı testi, optik disk druseni ve papilödem hastalıklarının birbirinden ayırt edilmesinde de önemli bir rol oynar. Bu iki hastalık birbirine karıştırılabilir ancak görme alanı testi ile hatalı teşhis gibi bir durumun önüne geçilebilir. Tavuk Karası (Gece körlüğü) rahatsızlığının teşhis edilmesi, ilerleme ve iyileşme sürecinin takip edilmesi için söz konusu testin uygulanmasında fayda vardır. Optik nevrit, beyin tümörü, inme gibi nörolojik rahatsızlıklar için de görme alanı testine ihtiyaç duyulabilir.
Geleneksel Görme Alanı Testleri
Bilgisayarlı yöntemin yanı sıra geleneksel yöntemlerle de görme alanı muayenesi yapılabilir. Geleneksel görme alanı testleri arasında en sık kullanılanları, Amster Kartı ve Konfrantasyon sayılabilir. Bu testlerin uygulanışını aşağıda anlattım.
Amsler Kartı Görme Alanı Testinin Uygulanışı
Kart testleri, kullanılan geleneksel teknikler arasında yer alır. Söz konusu kartlar, Amsler Kartı olarak adlandırılır. Kartlar 10 cm uzunluğundadır ve üzerinde 5 mm uzunluğa sahip kareler yer alır. Kartın ortasında hastanın bakması gereken bir nokta vardır. Hasta, bu noktaya odaklandığında kartta yer alan karelerin bulanık görünmesi, görünmemesi gibi durumlar sorgulanır. Hasta, kartın diğer noktalarını ne şekilde gördüğünü hekime bildirir. Amsler kartı merkezi görme alanını değerlendirir ve özellikle yaşa bağlı makula dejenereasyonu (sarı nokta hastalığı) gibi makulayı etkileyen hastalıklarda kullanılır. Geleneksel görme alanı testleri arasında konfrantasyon da yer alır.
Konfrantasyon Görme Alanı Testinin Uygulanışı
Konfrantasyon testi uygulamasında, görme alanında sorun olmayan kişi, sorunlu bir görme alanına sahip olduğu düşünülen kişi ile karşı karşıya oturur. Hasta, test sırasında sağ gözünü kapatır. Karşısındaki kişi ise sol gözünü kapatmalıdır. Hastanın sağ gözü kapalıyken görme açısına doğru yaklaşan cismi, hangi açıda algıladığına bakılır. Aynı süreç diğer göz için de uygulanır.
Geleneksel yöntemlerden biri de perde testi olarak adlandırılır. Bu testte perde üzerine yansıtılan ışıkların fark edilip edilmediğine bakılır. Işık seviyesi bazen büyük boyutlarda bazen de daha küçük bir yapıdadır.
Günümüzde Görme Alanı Testi Nasıl Uygulanmaktadır?
Günümüzde görme alanı testi, bu test için özel olarak üretilen cihazlarla yapılır. Hem sağ hem de sol göz için ayrı test uygulanması gerekir. Hasta, cihazın ön kısmında bulunan aparata kafasını yerleştirir. Çenesini tam olarak aparata yerleştirdikten sonra karşı tarafta yer alan ışığa bakar. Işığa bakan göz açıkken diğer göz kapalıdır. Hasta belli bir noktaya bakarken yan taraflarda zayıf ve güçlü ışık çakmaları olur. Her ışık çakmasında hastanın butona basması ve ışığı fark ettiğini onaylaması gerekir. Bu sayede hastanın tüm ışık çakmalarını fark edip etmediği anlaşılır. Cihazla yapılan test ile retinanın ışığa hassasiyetinin normal değerlerden ne denli saptığı anlaşılır.